Yandaki fotoğraftaki gazlı içecek şişesine baktığınızda ne görüyorsunuz?
A) Uygun olmayan bir ürün
B) Düzeltici bir faaliyet
C) Hangi gazlı içecek?
-----
Öncelikle, bu soruya C yanıtını veren varoluşsal sancılar çeken felsefeci arkadaşları yerine alalım; maalesef yanlış post’a geldiniz, çünkü bu paylaşım sürdürülebilirlik ve dönüşüm konusuyla ilgili olacak.
Fotoğraftaki ürün, başlangıçta uygun olmayan bir ürün olarak görünebilir, ancak hikaye aslında biraz farklı. Geçen haftalarda yurt dışı bir seyahatim sırasında aldığım içeceğin kapağının şişeden ayrılmadığını fark ettim. Bazen insanı mutsuz edebilecek küçük bir ayrıntı gibi görünen bu durumu uygun olmayan bir ürün olarak düşündüm. Ancak, sonraki günlerde başka bir ürün daha aldığımda aynı durumu tekrar yaşayınca artık bu durumun görmezden gelinemeyecek kadar ciddi olduğuna(!), artık bir süper kahraman edasıyla bu konuya el atmam gerektiğine, bir arkadaşımla ülkedeki ambalaj sektörünün geldiği noktayı masaya yatırmaya karar verdim.
Büyük bir heyecanla başlamayı planladığım tartışma maalesef sürpriz şekilde arkadaşımın ilk cümlesi ile sona ereceğinden habersiz konuyu açtım: Arkadaşım, bu durumun kuruluşların aldığı yeni bir karar olduğunu ve artık şişelerin bu şekilde satıldığını söyledi.
Bahsi geçen ülkedeki evsel bütün atıklarınızı, genel atik, kağıt ve diğerleri (plastik, cam) seklinde ayırarak vermek zorunda olduğunuz için bir yerden sonra bazı insanların yanlış bir kanıya sahip olduğunu yani kapağın geri dönüşüme atılmadığını, geri dönüşüme gönderilen bir çok şişenin kapaksız geldiğini fark etmişler. Bu durumun önüne geçmek için de şişeyi açtığınızda kapak şişeye bitişik şekilde kalacak şekilde yeniden ambalajı dizayn ederek piyasaya sürdüler. Bu düzeltici faaliyet ile kapakların bilerek ya da bilmeden kapakların genel atığa gitmesinin önüne geçildiği çok a.ık ve bunu kapağa “I am attached to recycle together” yazısı ile de farkında yaratarak pekiştiriyorlar. Bu örneğe benzer şekilde yurt dışında okurken, üniversitede kampusundaki bütün restoran, bar, kafelerde plastik pipet, bardak vs. gibi tek kullanımlık ürünler yasaklanmıştı. Küçük büyük demeden sürdürebilirliğe katkı sağlayacak her tur uygulamalara şahit olmak şahsen beni çok mutlu etmekte. Umarım ülkemizde de sürdürebilirliğin bu şekilde katkıda bulunabileceğimiz uygulamalar hayata geçer, farkındalık oluşur ve AB’nin 2050’ye kadar karbon notr hale gelmesi, sera gazi emisyonlarını sıfırlamak hedefine bizi de yakınlaştıracak politikaları benimseriz.
Dün karşıma çıkan bir ürün etiketi üzerinde yer alan ifadeler. Etikete insan bir dakika boyunca bakınca, adeta nostalji yaşıyor.
ISO 17021'e göre akredite edilen bu yönetim sistemleri; ürün standartları değildir, kuruluşun genel olarak kalite, gıda, çevre veya iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ile ilgilidir.
Ayrıca, ISO 22003-1 standardında yer alan şu maddeleri hatırlatmak istiyorum:
8.3 Belgelendirme kuruluşu, üründe veya ürün ambalajında GGYS belgelendirme işaretinin kullanılmasına izin vermemelidir.
8.4 Belgelendirme kuruluşu, müşterinin belgelendirilmiş bir GGYS'ye sahip olduğuna ilişkin ürün ambalajı (birincil ambalaj,herhangi bir dış veya ikincil ambalaj dahil olmak üzere) üzerinde herhangi bir beyanın kullanılmasına izin vermemelidir.
Dün sosyal medyada paylaşılan ve kamuoyundan büyük tepki toplayan muz fotoğrafını gıda güvenliği açısından değerlendirelim. Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, son kullanma veya tavsiye edilen tüketim tarihi yaklaşmış ürünlerin indirimli satışı dünyanın her yerinde yapılmakta, genellikle fiyatları normal fiyatlarının çok altında(10’da, 20’de birine) satılmakta ya da tüketilebilir durumdaki (Gıda güvenliği riski oluşturmayan ürünlerde) ürünler etiketlenerek gıda bankalarına(food bank) veya hayır kurumlarına bağışlanmaktadır.
Peki gıda güvenliği nedir? En basit ve en bilinen tanımla başlayalım: amaçlanan kullanıma uygun olarak hazırlandığında/tüketildiğinde tüketiciye zarar vermeme durumudur (CODEX). Yani diğer bir deyişle: if it isn’t safe, it isn’t food. Güvenli olmayan hiçbir ürüne gıda diyemeyiz. Bir market zincirinde indirimle satılan muza gelirsek, küflü görüntüsü bu ürünün bir gıda olmadığını ortaya koymaktadır( Bu cümle de duvara bantlaşmış muz sanat eserini aklına getirdi). Fotoğrafta yer alan muzun tüketiciye satılması tamamen bir gıda güvenliği riski oluştururken, alınması gereken ilk aksiyon ürünün imha edilmesidir. Ayrıca gıda satışı yapılan bir yerde de iş başlangıcından önce Gıda Güvenliği ve Hijyen eğitimi verilmelidir. Eğer bu eğitim verilmezse ve farkındalık oluşturulmazsa bu görüntülerle karşılaşmamız gayet doğal. Bu görüntüden öte; et, tavuk ve balık ürünleri başta olmak üzere bütün tedarik zinciri boyunca soğuk (veya dondurulmuş) zincirle taşınması gereken ürünlerden habersiz kişiler satış noktasında gıda güvenliğinden ve kültüründen habersiz ise siz istediğiniz kadar üretim alanında bütün GMP ve PRP koşullarını sağlayın, önlemler alın anlamsız hale gelecektir.
Ayrıca üreticiler marka değerlerini korumak için, tüketici ile buluşma noktasında uygun koşullarda sunulmasını sağlamak için mutlaka müşterileri ile yaptıkları anlaşmalarda bunları belirtmelidir. Satış koşulları asgari teknik ve hijyeniz şartları sağlamalı ve ürünlerin tüketici sağlığına zarar verecek hale gelmesini engellemeli ya da bu duruma gelmeden ürün satışı durmalıdır. Bunun yanında bir çok büyük firmanın yaptığı gibi piyasa denetimi yaparak ürünlerin uygun koşullarda sunulduğunu ve bu uygun koşulların devam ettiğini kontrol edebilirler( Soğuk zincirin devam etmesi, çapraz kontaminasyon riski olmaması, SKT’ye dikkat edilmesi, çoklu paketlerin tekli satılmaması vs.).
Fotoğraf özeline gelirsek, muz için SKT,TETT kararı için zor bir meyvedir. Kahverengi noktalar olgunlaşma belirtisi iken daha fazlası, tamamen kahverengiye dönmesi, üstünde küflü görüntüye rastlanması, sümüksü bir yapı oluşması veya tadında tuhaflık hissedilmesi gıda güvenliği açısından risk taşıyabileceği anlamı taşır ve tüketilmemelidir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC)’ne göre, küflü muz tüketildiğinde bulantı, kusma ve/veya ishale neden olabilir. Şiddetli vakalarda ateş ve baş ağrısına da neden olabilir.